Hippodrome Ruins (Sphendone), located in Istanbul’s historic Sultanahmet district, are the surviving remnants of the once-grand Hippodrome of Constantinople, a focal point of Byzantine social, political, and cultural life. The Sphendone, the curved southeastern end of the Hippodrome, is a remarkable feature that has stood the test of time, offering a glimpse into the city’s glorious past.
The Hippodrome was originally constructed in the 3rd century AD by Roman Emperor Septimius Severus and later expanded by Emperor Constantine the Great in the early 4th century, when he transformed Byzantium into Constantinople, the new capital of the Roman Empire. The arena hosted thrilling chariot races, public ceremonies, and imperial celebrations, accommodating up to 100,000 spectators.
The Sphendone, meaning “curve” in Greek, refers to the rounded end of the Hippodrome’s U-shaped structure. It played a vital role in the arena’s functionality, forming the turning point for chariots during races. Constructed from large blocks of stone and supported by robust vaulted substructures, the Sphendone was an architectural and engineering marvel of its time.
While much of the Hippodrome has been lost over centuries due to urban development, the Sphendone remains relatively well-preserved. Its massive stone walls and arches are a testament to Roman and Byzantine construction techniques, which prioritized both durability and grandeur. These ancient structures, partially visible today, lie integrated into the modern cityscape, with portions incorporated into nearby buildings and streets.
The Sphendone serves as a tangible connection to the city’s layered history. Visitors exploring the Sultanahmet area can see its massive substructure from the exterior, particularly along Kadırga Limanı Street, where its grandeur can still be appreciated. Though it is not a fully accessible archaeological site, it provides an evocative backdrop to the area’s historical narrative.
The Hippodrome site itself, now known as Sultanahmet Square, retains other remnants of its past, including the Obelisk of Theodosius, the Serpent Column, and the Walled Obelisk, which once stood at the Hippodrome’s center.
Exploring the Sphendone and the surrounding Hippodrome area offers a fascinating journey into Constantinople’s vibrant history, where sports, politics, and imperial pomp once converged in a single grand arena.
Hipodrom Kalıntıları (Sphendone), İstanbul’un tarihî Sultanahmet semtinde, Bizans İmparatorluğu’nun sosyal, siyasi ve kültürel hayatının merkezi olan görkemli Konstantinopolis Hipodromu’nun günümüze ulaşan izleridir. Hipodrom’un güneydoğu ucunda yer alan Sphendone, şehrin geçmişine ışık tutan önemli bir yapı kalıntısıdır.
Hipodrom, ilk olarak 3. yüzyılda Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından inşa edilmiş, ardından Büyük Konstantin tarafından 4. yüzyılın başlarında genişletilmiştir. Konstantin, Bizantion’u Roma İmparatorluğu’nun yeni başkenti olan Konstantinopolis’e dönüştürürken Hipodrom’u şehrin merkezi haline getirmiştir. Burada düzenlenen araba yarışları, imparatorluk törenleri ve halk kutlamaları, 100.000’e kadar izleyiciyi bir araya getirmiştir.
Sphendone, Yunanca “kavis” anlamına gelir ve Hipodrom’un U şeklindeki yapısının yuvarlak ucunu ifade eder. Bu alan, araba yarışlarının dönüm noktası olarak işlev görmüş ve arenanın tasarımında hayati bir rol oynamıştır. Büyük taş bloklardan inşa edilen ve sağlam tonozlu alt yapılarla desteklenen Sphendone, dönemin mimari ve mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir.
Hipodrom’un büyük bir kısmı yüzyıllar içinde kentsel gelişim nedeniyle yok olmuş olsa da, Sphendone nispeten iyi korunmuş durumdadır. Devasa taş duvarları ve kemerleri, Roma ve Bizans inşaat tekniklerinin dayanıklılığını ve ihtişamını gözler önüne serer. Günümüzde bu antik yapının bazı kısımları modern kent dokusuyla bütünleşmiş, çevredeki binalar ve sokaklarla uyumlu hale gelmiştir.
Sphendone, şehrin çok katmanlı tarihine somut bir bağ sunar. Sultanahmet bölgesini keşfeden ziyaretçiler, özellikle Kadırga Limanı Caddesi boyunca, bu yapının heybetli alt yapısını dışarıdan görebilir ve onun büyüklüğüne tanıklık edebilir. Her ne kadar tam anlamıyla bir arkeolojik alan olarak erişilebilir olmasa da, Sphendone, bölgenin tarihî dokusunun ayrılmaz bir parçası olarak öne çıkar.
Sultanahmet Meydanı, eski Hipodrom’un merkezinde yer alır ve Theodosius Dikilitaşı, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş gibi anıtlarla geçmişin izlerini korumaya devam eder.
Sphendone ve çevresindeki Hipodrom alanını keşfetmek, spor, politika ve imparatorluk ihtişamının bir arada yaşandığı Konstantinopolis’in zengin tarihine büyüleyici bir yolculuk sunar.
Categories
Location
Claim listing
