The Monastery of Saint Andrew in Krisei, now known as Kocamustafapaşa Camii, is a historical religious structure located in the Kocamustafapaşa district of Istanbul. Originally mentioned in historical texts dating back to the 8th century, the monastery was initially dedicated to the Apostle Andrew. It later shifted its dedication to St. Andrew of Crete in the 13th century, reflecting the evolving religious and cultural landscape of the region.
The structure has undergone significant transformations over the centuries, notably being converted into a mosque. Despite these extensive modifications, elements of its original Byzantine architecture survive, notably repurposed 5th to 6th-century columns and capitals that are still visible inside the building. These architectural features offer a glimpse into the building’s storied past and showcase the craftsmanship of early Byzantine artisans.
Today, known officially as Pîr Yusuf Sümbül Sinan Âsitânesi but popularly referred to as Sümbül Efendi Camii or Sümbül Efendi Türbesi, the mosque stands as a testament to the layered history of Istanbul. It not only serves as a place of worship but also as a cultural landmark, bridging the Byzantine and Ottoman periods. The mosque continues to be a focal point in the community, embodying centuries of religious practice and architectural adaptation.
Kocamustafapaşa Camii, İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde bulunan tarihi bir dini yapıdır. İlk olarak 8. yüzyılda tarihi metinlerde bahsedilen manastır, başlangıçta Havari Andreas’a adanmıştır. Daha sonra 13. yüzyılda, Aziz Andreas of Girit’e adanmış olup, bölgenin gelişen dini ve kültürel manzarasını yansıtmaktadır.
Yapı, yüzyıllar boyunca önemli dönüşümler geçirmiş, özellikle bir camiye dönüştürülmüştür. Bu geniş kapsamlı değişikliklere rağmen, orijinal Bizans mimarisinden alınma 5. ve 6. yüzyıla ait sütunlar ve başlıklar gibi unsurlar hala iç kısımda görülebilmektedir. Bu mimari özellikler, binanın hikaye dolu geçmişine bir bakış sunmakta ve erken Bizans sanatkarlarının ustalığını sergilemektedir.
Bugün resmi olarak Pîr Yusuf Sümbül Sinan Âsitânesi olarak bilinen ancak halk arasında Sümbül Efendi Camii ya da Sümbül Efendi Türbesi olarak adlandırılan cami, İstanbul’un katmanlı tarihine bir tanıklık etmektedir. Sadece bir ibadet yeri olarak değil, aynı zamanda bir kültür simgesi olarak, Bizans ve Osmanlı dönemlerini bir araya getirmektedir. Cami, topluluk içindeki yerini koruyarak, yüzyıllar boyunca süregelen dini uygulamaları ve mimari adaptasyonları simgelemektedir.