Product Description
Fethiye Mosque, located in Istanbul’s historic Fatih district, is a remarkable structure with a layered history reflecting both Byzantine and Ottoman legacies. Originally built as the Church of Theotokos Pammakaristos during the Byzantine Empire, it was converted into a mosque following the Ottoman conquest of Constantinople. Today, it serves as both a mosque and a historical site, offering visitors a unique glimpse into Istanbul’s rich and diverse past.
Byzantine Origins: The Church of Theotokos Pammakaristos
The Church of Theotokos Pammakaristos, meaning “All-Blessed Mother of God,” was constructed in the 11th or 12th century. It served as one of the most significant religious and cultural centers in Byzantine Constantinople. After the fall of the Latin Empire in 1261, it became the seat of the Ecumenical Patriarchate and remained a prominent church until the fall of the Byzantine Empire.
The church was renowned for its exquisite mosaics and frescoes, which depicted biblical scenes and saints, showcasing the artistic brilliance of the Byzantine era. Although most of the mosaics have not survived, some remnants can still be admired in what is now the Fethiye Museum section of the complex.
Conversion into Fethiye Mosque
After the Ottoman conquest in 1453, the church continued to function for some time before being converted into a mosque by Sultan Murad III in 1590. The conversion was part of the Ottoman practice of repurposing existing religious structures to serve the Muslim community. The name “Fethiye,” meaning “Victory Mosque,” commemorates the Ottoman conquest of Georgia and Azerbaijan during Murad III’s reign.
The conversion preserved much of the Byzantine architecture while adding Islamic elements, such as a mihrab (prayer niche) and minbar (pulpit), blending the artistic and spiritual traditions of both empires.
Architectural Highlights
The Fethiye Mosque complex retains its original Byzantine cross-in-square layout, with a central dome supported by columns and semi-domes. The intricate stone and brickwork of the exterior reflects the craftsmanship of the Byzantine builders, while the Islamic additions harmonize seamlessly with the original design.
One of the most captivating features is the surviving Byzantine mosaics, now housed in the Fethiye Museum section. These mosaics, with their gold backgrounds and detailed depictions of religious figures, are among the finest examples of Byzantine art in Istanbul.
A Living Historical Site
Today, Fethiye Mosque serves as an active place of worship while also hosting a museum in its annexed section. Visitors can explore the mosque to appreciate its spiritual ambiance and architectural beauty, then step into the museum to discover the preserved Byzantine mosaics.
The mosque is located in a tranquil part of Fatih, offering a quieter alternative to Istanbul’s more crowded historical landmarks. Its proximity to other iconic sites, such as the Chora Museum (Kariye Mosque), makes it an ideal addition to a historical tour of the area.
Fethiye Camii, İstanbul’un tarihî Fatih ilçesinde yer alan, Bizans ve Osmanlı miraslarını bir araya getiren etkileyici bir yapıdır. İlk olarak Bizans döneminde Theotokos Pammakaristos Kilisesi olarak inşa edilmiş olan bu yapı, İstanbul’un Fethi’nin ardından Osmanlılar tarafından camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde hem cami hem de tarihî bir anıt olarak, ziyaretçilere İstanbul’un zengin ve çok katmanlı geçmişine dair benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
Bizans Kökenleri: Theotokos Pammakaristos Kilisesi
Theotokos Pammakaristos, “Tüm Mutlu Meryem Ana” anlamına gelmektedir ve bu kilise, 11. veya 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Bizans Konstantinopolis’inin en önemli dini ve kültürel merkezlerinden biri olarak hizmet vermiştir. 1261 yılında Latin İmparatorluğu’nun sona ermesinin ardından, kilise Ekümenik Patrikhane’nin merkezi olmuş ve Bizans İmparatorluğu’nun sonuna kadar önemini korumuştur.
Kilisenin, İncil’den sahneler ve azizlerin tasvirlerini içeren muhteşem mozaikleri ve freskleri ile ünlü olduğu bilinmektedir. Günümüzde bu mozaiklerden bazıları, yapının Fethiye Müzesi olarak kullanılan bölümünde görülebilmektedir.
Fethiye Camii’ne Dönüşüm
1453 yılındaki Osmanlı Fethi’nin ardından, kilise bir süre daha Hristiyanlar tarafından kullanılmaya devam etmiştir. Ancak, Sultan III. Murad döneminde, 1590 yılında, yapı camiye dönüştürülmüştür. “Fethiye” adı, III. Murad’ın Gürcistan ve Azerbaycan’daki Osmanlı zaferlerini anmak amacıyla verilmiştir.
Camiye dönüştürülürken, Bizans mimarisi büyük ölçüde korunmuş, ancak yapıya mihrab (namaz yönü) ve minber (hutbe kürsüsü) gibi İslamî unsurlar eklenmiştir. Bu dönüşüm, iki büyük imparatorluğun sanatsal ve ruhani geleneklerini harmanlamaktadır.
Mimari Özellikler
Fethiye Camii’nin kompleksi, orijinal Bizans haç planını korumaktadır. Merkezi kubbe, sütunlar ve yarım kubbelerle desteklenmiştir. Dış cephenin taş ve tuğla karışımı işçiliği, Bizans ustalarının zanaatkârlığını yansıtırken, Osmanlı dönemi eklemeleri orijinal tasarımla uyumlu bir şekilde bütünleşmiştir.
Yapının en dikkat çekici özelliklerinden biri, Fethiye Müzesi kısmında sergilenen Bizans mozaikleridir. Altın zeminli bu mozaikler, dini figürlerin detaylı tasvirleriyle İstanbul’daki Bizans sanatının en güzel örnekleri arasında yer almaktadır.
Canlı Bir Tarihî Alan
Bugün, Fethiye Camii aktif bir ibadet mekânı olarak hizmet vermektedir ve ek bölümünde bir müzeyi barındırmaktadır. Ziyaretçiler, caminin ruhani atmosferi ve mimari güzelliklerini keşfettikten sonra, Bizans mozaiklerini inceleyerek bu eşsiz tarihî yapıyı daha derinlemesine anlayabilirler.
Fethiye Camii, Fatih’in huzurlu bir köşesinde yer alır ve İstanbul’un daha kalabalık tarihî mekanlarına kıyasla daha sakin bir alternatif sunar. Kariye Camii (Eski Chora Kilisesi) gibi diğer önemli eserlere yakınlığıyla, bölgedeki tarihî bir tur için mükemmel bir durak noktasıdır.
Reviews
There are no reviews yet.